CİZRE’DE RAMAZAN
Cizre’de sıcaklık çok yüksek derecelerde, güneyden gelen çöl sıcağıyla aramızda hiçbir set yok.
Eski sıcak ramazanları yaşamış bir büyüğümüz anlatıyor: “Cizre o zamanlar bu kadar kalabalık değildi. Her aile dicle nehri kenarına çadır kurardı, hatta suyun içine doğru bir bölme yapardık. İftarı suyun içinde beklerdik.” Şimdilerde yine dicle kenarında çadırlar göze çarpıyor; fakat onlar daha çok gezginlerin çadırları. Cizre halkı ise Dicle nehrinden daha çok kıyısında bulunan aile çay bahçeleri aracılığıyla faydalanıyor. Geniş bir alana yayılan park alanında çocuklar için oyun ve eğlence imkanı da mevcut.
Üç camide yatsı namazı kılmak her zaman nasip olmaz. Mahalle camisine farza yetişmeye çalıştım, teravih için Ulu camiye gittim. Acaba Kırmızı Medrese mescidinde teravih ortamı nasıl diye merak edince Ulu camiden oraya geçtim. Kırmızı Medrese’de tervih hatimle kılınıyormuş. Hani hikaye edilir ya bu iş inada bindi, ceketi çıkardık. En son bir sohbet meclisinde orucu tüm azalar tutmalı öğüdüyle ve sütlü limonatayla ramazan akşamını tamamladım.
Sütlü limonatanın tarifi bölgeye has olsa gerek. Yaz aylarının ve özellikle Ramazan ayının özel içeceği içinde envai çeşit karışım bulunan limonata diyebiriz.
Ramazan ayında sabah namazına cemaate yetişmek zor! Bugün sabah namazının son oturuşuna yetişebildim.İmam Şafi hazretlerini taklid eden kardeşlerimiz sabah namazını erken kılıyor, Ramazan’da daha da erken kılıyorlar! Eğer şafi mehzebine göre sabah namazı kılınan bir camiye sabah namazına gidecekseniz hızlı hareket etmelisiniz. Bunu da kenara not edelim.
Ramazan ayında çocuklar yoğun şekilde cemaate iştirak ediyor. Gelecek için umut onların Ramazan sevinciyle gülen gözlerinde mevcut. Bağırmalara ve kovulmalara aldırış etmeden Ramazan ayının tadını çıkarıyorlar.
Ramazan hem arıtıyor hem de hiç bir ayrıma izin vermeden cem ediyor. Bir ağabeyin dediği gibi “Ben batıda camide kendimi rahat ve ötekileştirilmemiş hissediyorum.” Ben de aynı duyguyu güney doğuda hissediyorum. Selam ortak dilimiz, cami ortak evimiz. Bunları tanımayanların birbirine yabancı olması gayet normal, bu değerlere sahip olanların yabancılığı ise affedilemez. Ortak değerlerimize saygı aramızdaki mesafeleri kısaltacak. Aslında çoğunluğun beklentisi değerlerine ve kendilerine saygı gösterilmesi. Yaralar ne kadar büyük olursa olsun insaf sahipleri için merhem vardır.
Bu yazı vesilesiyle Rahmet ve bereket ayı Ramazan’ın birlikte yaşama muhabbetimizi artırmasını ve yaralarımızı sarıp sarmalamasını temenni ediyorum.
kaynak: www.dunyabizim.com/Manset/14088/sutlu-limonatayla-o-aksami-tamamladim.html
