İdris Özyol ismini iyi bir okuyucu (Bazen yazar, bazen de konuşurdu.) olduğunu düşündüğüm dostumdan duyardım. Fakat kitabını okumak nasip olmamıştı. Ve sonra bir gün evimize misafir oldu. Hadi ya size mi geldi, der gibisiniz. Yolumuz kesişmiş olsaydı evimin baş köşesinde ağırlayacağım bir adam İdris Özyol, evimize gelişi ise Gerçek Hayat dergisi ile oldu. Dergide yazmaya başlamasıyla yakin olarak tanımaya başladık. Belki de dergimizin son zamanda gerçekleştirdiği en iyi işlerinden biriydi onun yazmaya başlaması, 10 yıldır kalemini duvara asmış “Ağaçlarla, meyvelerle, insanlarla uğraşıyorum. Hepsi bu…” diyen adamı tekrar ortaya çıkarmanın, gündeme getirmenin zamanıydı. Tam da müslüman burjuvalardan bahsettiğimiz, light müslümanlığın pirim yaptığı, Aaa! bakın bunlarda cici çocuklarmış canım dendiği, aslında hepsi radikal değil işte içlerinde bir kaç tane var dendiği bugünlerde ortaya çıkması güzel.
“Ben radikal bir karar alarak Antalya’ya yerleştim. 8 yıldır Antalya’da yaşıyorum. Ruhuma son derece iyi geldi Akdenizli olmak. Daha doğrusu özümdeki Karadeniz hırçınlığı ile Akdeniz sıcaklığını harmanladım biraz.” Evet bu cümlelerin hayalini herkes kurar, şu işleri bırakalım toprağa kaçalım der; fakat sadece İdris olanlar başarır.
Solculuk, sağcılık kavramlarını da tokatlayarak yalın kılıç konuşuyor sayın yazar. Hakiki bir duruşun mihenk taşına işaret ediyor. Kureyş iktidarına kafa tutan, köleleri iktidara taşıyan Sevgili Peygamberimize atıf yaparak hakiki duruşu hatırlatıyor. Zaten ne zaman Kureyş tekrar iktidara geldi parçalanma ve dağılma başlamadı mı? Hz. Ali’ye sen fakirsin iktidar olamazsın demediler mi? Selçuklu saray yapmayı öğrenince bozulmadı mı? Osmanlı İstanbul’a saraya oturunca tökezlemedi mi?
Ey iktidar şehveti düşkünleri, madde madde diye ağızlarından salya boşalan sizler, kuduz olmuşsunuz lütfen gelin aşınızı olun. Sizleri kireç kuyuları bile paklamaz. Yanacaksınız! Yanacaksınız! Yanacaksınız! Yetimlerin hakkı için, horlananların hakkı için, Garibanların hakkı için, asgari ücret için 12 saat çalışmak zorunda kalanların hakkı için, faturasını ödeyecek para bulamayanların hakkı için, hakkına girdiğiniz tüm insanlar için yanacaksınız. Size Karun’un hikayesi okunmadı mı? Bahçe sahiplerini okumadınız mı? Helak olan daha nice güçlü kavimlerin işaretlerini okumadınız mı? Ey! İslam olduk diyenler bunlar hikaye değil, hakikat.
Dünya Bizim sitesinde İdris Özyol röportajını okumuşken hem dostlarla paylaşalım hem de bir kaç kelam edelim, dedik.