ÖLÜM BİZE DOKUNDU

Please follow and like us:

Ölüm bu aralar kendini çok hissettiriyor. Her ne kadar tanışmıyor olsak da Faruk Yücel’in Hakka yürüyüşü beni derinden etkiledi. Belki aynı yaşlarda olmamız belki de aynı topluluğun içinde bulunmamız… Hayata bir anlam katanların aramızdan çekilmesi biraz acı oluyor. En son bir yakınımın ölümüyle uyandım hayata. Ben yaşamayı kalbin atışı zannederdim. Oysa tek başına yeterli değilmiş. Beyin ölümü gerçekleşen bir insanın vücudu ne kadar yaşar ki? Bir otobüsün büyüklüğünü görebilmek için kafidir. Ama göz görmeyince o kütleye gözün açık gidiyorsun. Ölüm kamaştırıyor gözlerini. Ve ölüm bu aralar canımı acıtıyor.

Okuyacak bir kitap olsa diyordum geçen gün. Ağız tadıyla okunacak bir kitap. Darendeli Osman Hulusi Efendinin hayatını okumak ayrı bir zevk vermişti. Hani diyordum, bir muhterem daha lutfetse de şu garip hayatımıza,can gelse damarlarımıza. Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş. Kalpten isteyince Mevla zuhur edermiş. İbn-i Arabinin kaleminden Zunnun-i Mısri düştü hayatımıza. İbn-i Arabi için ‘Tasavvufa ait ancak keşif ve ilham yoluyla bilinebilecek ve ehli olmayana saklı olan ‘mükaşefe’ ilmini ortaya koyduğunu söylerler.Böyle bir zattan,başka bir muhteremin hayatını okumak ister istemez heyecanlandırıyor insanı. Kitabın ilk sayfasını açarken ayrı bir ihtimamla açıyorsun. Ayrı bir edep var ayrı bir hürmet var ortada. Yazılanlar yazanı temsil ediyorsa (ki öyle) kimin karşısında durduğuna dikkat edeceksin. Her heyecan hayatı derinden hissetmeye bir vesiledir. Allah heyecanlarımızı mübarek kılsın.

You may also like...

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial

Enjoy this blog? Please spread the word :)