Luis Homes 2009 Pazartesi, 15 Haziran
[Mektup, Kainat turu yaparken Venazuela kıyılarında elimize geçti. Bu satırlar bizlere dil, din, ırk, mesafe farkına rağmen hepimizin insan olduğunu göstermesi adına önem verdik. Kainata Mektup süpriz çıkışlara devam edecek. İnsan kainata bırakılmış mektuptur. Bizce kainatta iki tip insan var; hakikati arayan ve hakikate sırtını dönen.]
Babam’dan öğrendiğim basit şeyleri severim: Yemek pişirmek; karıştırılmış yumurta, krema ve peynir. Rüzgar ve Dabajuro’yu affetmez manzara kabul etmek. Babam bana her zaman aileniz ve arkadaşlarınızla sağlıklı bir gülümseme nimeti isteyin diyerek sonsuz değer paylaşımı öğretti. Babam bana yetişkinlere saygıyı öğretti; büyükleri, her kesimi sevmeyi. Gülümseme olmazsa arkadaşlar ve meslektaşlarınıza neşeli olmak yerine kaba olursunuz. Bu bakış açısı dostluğun dünyaya açılır penceresidir.
Babam’dan işe değer, hayatın bütün alanında dürüstlüğün önemini öğrendim; bu her yerde şeffaflık, meslektaşlarınıza karşı adaletli davranmayı sağlar. Bu ülke ve onun halkının ihtiyacı için sürekli bir şeyler yapmak; sonsuz sevgi ve kalıcı yardım, sosyal dayanışmaya muhtaçtır. Bu deneyüstü, İlahi ve dini bir anlamda da kendimiz için bir ders vardır. Babam’dan kitap okumanın ve derin sevginin acil ihtiyaç olduğunu öğrendim.
Babam bana yasalara uymayı, her toplumun en büyük değeri olarak hukuka saygıyı ve adaleti öğretti. Her zaman daha adil ve doğru bir dünya için savaştık. Babam ile siyasetin kendi riski ve olumsuza sapma yollarından bahsettik. Babam terör ve askeri diktatörlük içinde yaşamış; bana demokrasiyi nezaket ve terbiye içinde çocuklarım için korumanın önemini öğretti.
Biri çocuk için, babasının omuzunda sonsuzu görebileceği bir yer olduğunu söyledi.
Seni tanıdım: Bir akıllı adam, asil, büyük ve sonsuz.