Rabbimiz bizleri namaz kılışı ve Kuran-ı Kerim okuyuşu ile miraca çıkanlardan eylesin.
Amin.
Hayatımızda miracın insanı yükselten muhabbetini yakalamak istiyorsak iki yolu var; birinci yol anlayarak ağır ağır Kuran-ı Kerim okumak, ikinci yol arı duru bir kalp ile huşu ile rıza için namaz kılmak. Ayrıca namazın bereketi cemaatle kılınan namazda olduğuna göre camiye gitme hususunda titizlik göstermeliyiz.
Miraç hakkında daha fazla bilgi için yol göstericim Sır Hocamın sitesinde yayınladığımız yazıyı okuyabilirsiniz. Dostlar geceniz mübarek olsun.
Resûlullah Efendimiz’in (s.a.v.) İsrâ ve Mi’rac mûcîzeleri, hicretten önce Mekke-i Mükerreme’de, uyanık halde iken, ruh ve cesed ile birlikte olmuştur.
Mi’rac, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Allâh-ü Teâlâ’nın dâvetine îcâbetle eşsiz bir mûcîze olarak semâvat, arş, kürsî, ve Cenâb-ı Hakk’ın dilediği daha nice yüksek âlemlere seyahat etmesidir. Allâh-ü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de meâlen; “Noksan sıfatlardan münezzeh, kemâl sıfatlarla muttasıf olan Zât-ı Ecelli A’lâ en has kulu olan Habîbini, gecenin küçük bir cüz’ünde Mescîd-i Haram’dan etrafını maddî ve mânevi müzeyyenât ile mübârek kıldığımız, Mescîd-i Aksâ’ya götürdü. Habîbimize, mûcîzelerimizden bazısını gösterelim diye. Şüphe yok ki, her şeyi hakkıyla gören ve işiten Allah’tır” (Sûre-i İsra, 1)