Adalet mert ve samimi adammış, öyle kütüphanesi kalabalık bir adam değilmiş; ancak kılıcı keskinmiş, o güne kadar verdiği kararlarda adaletle hükmetme gayretinde olmuş. Adalet’in en yakın dostu Hikmet kitaplar arasında vakit geçiren, ilim sahipleriyle oturup kalkan; insanlara fazla karışmayan aklı selim, kalbi temiz bir kişiymiş. Emek ise el emeği, göz nuru, alınteri ile geçinen yiğit mi yiğit eşine az rastlanır; meslek erbabı, sözü dinlenir bir kişiymiş.
Adalet her ne kadar isabetli hükümler verse de çoğu zaman Hikmete ihtiyaç duyuyormuş. Fakat ikisi birlikte bile karar verseler bir şeylerin eksik kaldığını hissediyorlarmış. Bir gün Adalet dostu Hikmeti’de yanına alarak yola çıkmış muradları o eksik parçayı bulmakmış. Sonunda şehirde dolaşırken Emek ile karşılaşmışlar. Emek onları en güzel şekilde ağırlamış hayata dair takıldıkları meseleleri bir bir çözmüş. Adalet ve Hikmet eksik parçanın ne olduğunu anlamışlar ve o günden sonra karar verirken Emek’in fikirlerini de almayı ihmal etmemişler.
Adalet, Hikmet, Emek el ele, akıl akıla, gönül gönüle şehri yönetmiş.
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…